güzel bir filmdir. özellikle filozof çiftçi (daha ziyade besici) ile mona arasında geçen diyaloglar zamanının ötesindedir. ne diyordu;
" sonsuz özgürlüğü seçmişsin ama sonsuz yalnızlığı elde etmişsin".

Bu yöneticilerle düzelmez lakin asıl sorun yönetilenler. Bu islamik biat kültürü var olduğu sürece Türkiye sittin sene değişmez. Bu arada 2001 krizini hatırlayan biri olarak bugünkü durumun çok daha vahim olduğunu düşünüyorum. Mesela şu an cin ve Filipinler gibi ucuz işgücü ile nam salmış ülkelerin bile gerisine düştük. Yani asgari ücretimiz bu ülkelerin bile gerisinde.

cok degil 5 yil kadar once lira ve gurcu larisi ayni degerdeydi. gel velakin 5 yil icinde lari bile liraya makas atti ve su an itibariyle 1 lari 2.17 tl ediyor.

filipinler bircoklarina gore 3.dunya ulkesidir. ben bu tabiri kullanmayi sevmesem de evet biraz geri kalmistir. lakin baskent manila'da bile asgari ucret yaklasik 300 dolardir. yani bir filipinli isci icin bile cazip degiliz artik. zira adam kendi fakir ulkesinde bile ayni parayi kazaniyor zaten.

Salak ülkelere bolca dindarlık asilayip sömüren ülke.

Bayburt.

Türkiye'de yaşarken tam 3 yıl seks yapmamıştım. Neyse ki Zeus bu garip kuluna acıdı ve yüzüne baktı.

10 günlük oğlumun nonstop ağlaması.

Sanırım Bangkok.

milyon eurolari cukkalayan kekolar ve de incir cekirdegini doldurmayan meseleleri.

bok gibi sesi ve besteleriyle bir nesli zehirlemistir. arabesk kulturu bu ulkeyi 100 yil geriye goturmustur.

NATO'ya dahilken de fakiriz Ayrılsak da öyle. Peki o zaman fark ne?

reisin oylarinin artmasi demektir.

asil sorunu bolivya ile yasamaktadir. zira bolivya'nin sahil seridi yok yani tam bir kara ulkesi. bu baglamda bolivyalilar gecmisten gunumuze belli araliklarla sili ve peru'dan denize ulasabilecekleri bir koridor talep etmislerdir. ne var ki cimri sili buna asla yanasmamistir. nihayet 2010 yilinda oeru, kucuk bir sahil seridini 99 yilligina bolivya'ya kiralamistir ancak ne var ki bu da bolivya'nin yarasina merhem olmamistir. nitekim bolivya halihazirda en fakir 2 g.amerika ulkesinden biridir. ha bu arada sili'nin haritadaki uzun ince goruntusu yaniltmasin. yuzolcumu turkiye ile neredeyse aynidir.

marquis de sade- yatak odasinda felsefe. kacinci okuyusum bilmiyorum. bir nevi kemal sunal filmi gibi acip acip tekrar bakiyorum.

her iki ismi gercek veriler esliginde degerlendirelim. milliyetcilik ya da gonul verdikleri partiler uzerinden degil. ya da durun siyasi mecradaki etkinliklerine de bir goz atalim.

her iki isim de belli bir donem siyasette faal rol almistir. her ne kadar milletvekilligi yapmisliklari olmasa da arkin, 1990'da anap'la secime girip kaybederken, inanir'sa " cozum sureci " donemindeki cabalariyla gundeme gelmistir. tabi selahattin demirtas ve abdullah ocalan icin yaptigi aciklamalarla "acaba hdpli mi" sorusunu akillara getirmistir.

cuneyt arkin 1937, kadir inanir 1949 dogumludur.

arkin, sinemaya 1964'te yani 27 yasindayken giris yaparken inanir henuz 19 yasinda iken giris yapmistir. cuneyt arkin doktor, inanir ise iletisim fakultesi mezunudur.

arkin, medrano sirkinde 1 yil calisip ogrendigi teknikleri sinemaya uyarlamistir. bunun yaninda siyah kusak karatecidir. inanir ise rolu icin yillardir kesmedigi biyigini kesmis ve hattasinda mavi peruk takmistir.

cuneyt arkin'in film sayisi belirsizdir. cunku kaybolan filmleri vardir. ancak herseye ragmen gercek rakamin 350 civarinda oldugu dusunulmektedir. buna karsilik inanir'in 165 filmi vardir.

arkin, belli bir rolun adami degildir. komedi, dram, aksiyon fark etmemektedir. inanir ise daha ziyade kabadayi rolleriyle ozdeslesmistir. bunun yaninda az sayida rol aldigi komedi filmleri ise 30 yas donemi oncesine aittir.

ozellikle de 1980 sonrasi donem ele alindiginda kadir inanir, rollerinde secicidir. cuneyt arkin'sa neredeyse her filme evet demistir. ancak bunda seyircisinin ve de film yapimcilarinin etkisi inkar edilemez.

inanir, "tostumu yedim bekliyorum" skandaliyla bir doneme damga vurmusken, arkin ise yakin donemde herhangi bir skandala imza atmamistir. ancak 30'lu yaslarinin basinda tam bir alkolik gibi yasamis ve bu sorun kendisine gelen "james bond" teklifini kaybetmesinde en az gelistirmedigi ingilizcesi kadar etkili olmustur.

arkin, oyunculugunun yaninda sair, yazar ve ressamdir. merhum cemal sureyya'nin dostlarindandir. kisacasi genel kulturu yuksektir. inanir, herhangi bir kitap yazmamistir. ancak bu elbette bir zorunluluk ya da eksiklik sayilmaz. kendisi daha ziyade karizmasiyla on plana cikmistir ve bu topraklarda en gecerli akcelerden birine sahiptir.

Akp ve CHP gibidirler. Tek fark siyasiler yerine futbolcular ve yöneticiler hamuduyla götürmektedir. Şakşakcilari ise birbirlerini yiyerek tatmin olurlar.

Aptal ve zeki arasında da ayrım kalmamıştır. Hepsi bir fabrikada üretilmiş gibidirler.

Orgazm olurlar ama Ortadoğu kızları pek olamaz.

G.dogu Asya'da bir ülkede 3 aydan fazla kalacaksam muhakkak araba satın alırdım. Yani 10-15 yaşında bir araba.